İstanbul Bilim Koleji bizimleydi bugün. İstanbul Bilim Koleji bu yıl Serbest Gezen Çocuklar Programı’na yeni dahil olan okullardan. Bugün birlikte çok güzel bir gün geçirdik; sanki uzun zamandır birlikte çalışıyormuşuz gibiydi. Öğretmenler öğrencilerinin araziye, köpeklere, orman yürüyüşüne adaptasyonlarını sağlamak için ellerinden gelen desteği verdiler. Günlük akışımızı mümkün olduğunca yumuşak başlattık. Seteney bir grup öğrenci ile birlikte orman yürüyüşüne çıktı. Biz diğerleriyle Permakamp arazisinde kaldık. Güne serbest oyun zamanı ile başladık. 15 dakikalık serbest oyun zamanının ardından, öğrenciler Dom’a açık sınıf çalışması yapmaya girdi öğretmenleriyle birlikte.

Bugün BEM Okulları’ndan 1A ve1B sınıfları bizimleydi. Serbest Gezen Çocuklar Programı, aslında Permakamp’ın kendi olağan akışından esinlenerek oluşturulmuş bir program. Permakamp bir permakültür çiftliğidir; mevsimine göre tarım yapar, permakültür ilkeleri doğrultusunda kompost üretir, bahçesinde kardeş bitkiler uygulaması yapar, fidelerini atalık tohumlardan büyütür. Mutfağında mevsimine göre yemekler pişer, ninelik atalık yöntemlerle mutfağını kışa hazırlar, turşusunu kurar, domatesini kavanozlar; sirkesini, zeytinini, sabununu kendi üretir. İşte bu deneyimlerden yola çıkarak, bizi ziyarete gelen çocuklarla birlikte gündelik akışımızda aynı şekilde üretiriz. Acelesiz, mevsimine uygun uygulamalar yaparız. Bir şey öğretmeye çalışmayız;  Permakamp’a tekrar tekrar yapılacak ziyaretlerle, çocukların bu uygulamaları eğlenceli bir şekilde mümkün olduğunca içselleştirmelerini niyet ederiz. Her sene bu zamanlarda sebze yataklarının ortasına bir gölet hazırlanır; faydalı böcekleri, kurbağaları ve kuşları sebze yataklarının çevresine davet etmek için. Uzun uzun kazılan gölete, hemen her çocuğun çapası değer mutlaka.

Yeni Okul’dan Hazırlık Sınıfı ve Meşe Palamudu Anaokulu bizimle birlikteydi bugün. Bu hafta tohum ekme haftasındayız. Permakamp’ta her mevsim aynı şeyleri yapıyoruz aslında. Mevsimlerin döngüsüne uygun akışları takip ediyoruz. Mutfak atölyesinde turşu kuruyoruz örneğin. Ekim ve Kasım ayları bizim geleneksel olarak turşu kurduğumuz dönem. Yine bu aylarda, bütün bir yıl boyunca sebze bahçemizin permakültür ilkeleri doğrultusunda olmazsa olmazı olan göletimizi hazırlıyoruz çocuklarla beraber. Gölet yapımı pek çok böcekle tanışmak, gerçek bir alet kullanmak, çamur ve suyla ilişkiye geçmek için şahane bir vesile. Üstelik bu gölet, önümüzdeki günlerde pek çok canlının yaşayacağı bir habitata dönüştüğünde, muhteşem bir gözlem alanı olacak her birimiz için. Göletin suyu sonbahar yağmurlarıyla taşacak; kışın suyun yüzeyi donacak incecik, çıtır çıtır; ilkbaharda gölete su takviyesi yapmamız gerekecek ve sulak alanımızı ziyarete gelecek pek çok canlıyı gözlemleyeceğiz birlikte. Yani bu göletin üzerinden elimizi, gözümüzü hiç çekmeyeceğiz. Doğal olarak, bu dönem ayrıca en çok tohum ektiğimiz dönem olacak. İlkbahar ve sonbahar tohum ekme mevsimi zira. Çocuklarla birlikte sebze yataklarımızı hazırlayıp üzerlerinde çalışıyoruz.  

Nihat Işık ve Sultan Çiftliği İlköğretim Okulları bizimleydi bugün. Permakamp arazisinin dışında yaşayan ve bize orman yürüyüşünde eşlik eden köpekler aslında büyülü bir kapının anahtarını taşıyorlar ağızlarında. Korkuya rağmen dost olmayı öğrenebilmenin yaratacağı değişime açılan güven kapısının anahtarı bu anahtar.  

Bugün BEM Okullarından 2. Sınıf ve 3. Sınıf’lar bizimleydiler. Yerleşkeye ilk defa gelen çocuklar ve Permakamp’ı çok iyi tanıyan çocuklar bir aradaydılar bugün. Yerleşkenin dışındaki köpeklerden korkanlarla, geçen seneki köpekleri soran çocuklar yan yanaydı. Daha önceki günlüklerimde de yazdığım gibi Permakamp arazisinde sahipsiz köpek yok, ancak arazinin dışında pek çok köpek var. Bu köpekler belediyenin aşılama programına dahil köpekler. Çünkü yakınımızda bir barınak var ve bu barınaktan salınıyorlar, tabii aşılamaları yapıldıktan sonra. Biz gücümüz yettiğince arazimizin dışında bu köpekleri beslemeye çalışıyoruz. Malum kış aylarına giriyoruz, hava şartları zor. Ama çevrede başı boş bunca köpeğin olması çocukların bir kısmını bir hayli huzursuz ediyor. Orman yürüyüşüne çıkarken bir grup heyecanlı ve bizimle dost olma meraklısı köpekle karşılaşıyoruz her defasında. Bizim yemek vermemize alışık olduklarından bizi görünce pek sevinip heyecanlanıyorlar, ancak bu heyecan çocuklara fazla geliyor çoğu zaman. Köpekler çoğunlukla dost canlısı bir  yaradılışa sahipler; bir gruba dahil olma ve sevilme ihtiyaçları var. Biz dışarı çıkınca bizimle orman yürüyüşüne katılmak istiyorlar.

Bugün Tırtıl Anaokulu ve YÖM Okulları bizimleydiler. Tırtıl Anaokulu bu yıl ikinci senesine başlıyor Serbest Gezen Çocuklar Programı’nda. YÖM Okulları ise bu yıl ilk defa gelenler arasında. İlk günlerin hep farklı bir enerjisi oluyor. Tanışma telaşı, araziyi kavrama telaşı... Birkaç ziyaretin ardından ritmimizi buluyoruz. Bu henüz ilk gün. Mehmet ve Seteney, YÖM İlkokulu 3. Sınıf öğrencileri ile orman yürüyüşüne çıkıyorlar. Geçen sene yaptığımız orman barınağımız daha dün ayaktayken bugün bir kısmını yıkılmış buluyorlar. Küçük bakım çalışmaları ve orman barınağımızın yakınındaki bir ağaçtan sarkan sarmaşıkla uçma egzersizleri yapıyorlar.

Aman ne gündü! Yeni Okul’dan 3. Sınıf, 5. Sınıf ve 6. Sınıf’lar bizimleydiler bugün. Yeni Okul öğrencileri, bu sene Permakamp’ta geçen yıldan yarım kalan işlerini devam ettirme telaşındalar. Kampa uzun süredir gelmekte olan her öğrencinin kendine özgü bir işi var. Geçen sene maden kazısı yaptıkları yeri devam ettirmek isteyenler, yarım kalan kerpiç evi tamamlamak isteyenler, kendi gizli orman barınaklarını yapanlar... Ama tüm bunların yanı sıra, biz bugün kampta pek zorlandık. “Bunu yapmak zorunda mıyız”, “Ormanda mı yürüyeceğiz”, “Ay yok artık Dom’da açık sınıf çalışması mı?” Her şeyden şikayet, her şeye karşı bir isteksizlik.

Bugün Mustafa Aykın İlköğretim Okulu’ndan 1.Sınıflar ve 4. Sınıflar bizimleydiler.Yağmura doymuş orman toprağı, ekim ayının meyvelerini her yana saçmış durumda; her yer çeşit çeşit mantar dolu. Orman yürüyüşünde ve kampta pek çok mantar gördük bugün. Bu yıl Serbest Gezen Çocuklar Programı’nın üçüncü yılı. Mustafa Aykın okulu en başından beri birlikte çalıştığımız okullardan biri. Hatta geçen sene 4. Sınıfları birlikte mezun ettik bile diyebilirim J. Bu yıl sevgili Gülçin öğretmen 1. Sınıf öğrencileriyle birlikte bizimle beraber yeniden. Didem öğretmen de bir yaş daha büyüttüğü 4. Sınıf öğrencileriyle geldi bugün. Heyecan ve coşkuyu tarif etmek pek zor. Uzun bir aradan sonra kavuşma heyecanı ve yeni gelen 1. Sınıfların alışma telaşı...  Gecikmelerle de olsa günlük rutinimizi uygulamaya başladık. 1. Sınıf Senem ve Mehmet’le beraber orman yürüyüşüne çıktı.

Yeni Okul’dan öğrencilerle başladık bu yılki Serbest Gezen Çocuklar Programı’na. Bir telaş hazırlanıp duruyorduk bu ilk gün için. Permakamp ekibi olarak, sabah büyük bir heyecanla toplandık kampta. Nihayetinde çocuklar koşarak ve büyük bir keyifle vardılar araziye.

“Bizi harekete geçiren uyaranla, ona vereceğimiz cevap arasında bir alan vardır. Cevabımızı nasıl vereceğimizi seçme özgürlüğü ve gücü bu alanda yatar. Gelişimimiz ve mutluluğumuz, cevabımızda saklıdır.” Böyle demiş Avusturyalı psikiyatr ve psikoterapist Viktor Frankl.

Permakamp’ta 2-3 Haziran hafta sonu “Suçlamayan Anne-Baba Olmak” atölyesinde, işte o alanda buluşup özgürlüğümüzü, gücümüzü ve mutluluğumuzu yeniden bulmaya koyulduk. Yolumuza ışık tutan ise psikoterapist Marshall Rosenberg’i geliştirdiği Şiddetsiz İletişim oldu…

Published in Öğümce Günceleri
Pagina 9 di 12

Haber Postası

captcha 

Hakkımızda

S.S.Permakamp
Riva Tüketim Kooperatifi

V.D. - Zincirlikuyu 7280400079
Adres - Gülbahar Mh. Avni Dilligil Sk. Akün Apt. No:20/4
İletişim : info@permakamp.com