Bir gümrükçü, bir kalıpçı, bir bilgisayarcı biz bugün işleri asıp çaka çaka mutfak yapımızı inşaa etmeye devam ettik. Güneş hafiften ısıtırken içimizi semaveri ve sobamızı yakıp doğanın annesinin açtığı börekleri yerken biraz yavaştan aldık günü.
Öncelikle ana yapının eksik kalan kısımlarını tamamladık. Kestane ağacın sağlam ama yaşken çalışması kolay bir ağaç Kurtlanmasın diye tüm kabukları soyuldu.
Bu haftanın 2. Çalışma gününde artık malzemeyi tanıdığımızdan hızlı kararlar alabiliyoruz, hızlı ilerliyoruz.
Dış kare çerçeve bitti. 28 kolon diktik ve bunları 10 adet kiriş ile birleştirdik. Yine her kenara yatay haraketlerden koruyacak olan çapraz 4 adet direk monte edildi.
Böylelikle artık yapımız kendi başına ayakta duruyor. Ayrıca merkezdeki 8 kolondan yarısını monte edip ilk çatı ana taşıyıcı kirişleri de monte ettik.
Meğerse usta haklıymış. Çaka Çaka gitsek herşey daha hızlı olacakmış. Farkındaysanız 3 çalışma günü için bir yazı çıkarabiliyoruz. Çünkü bugün hariç diğer 2 gün bazı sorunlarla uğraştık ve bolca deneyip yanılarak öğrendik.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir grup insan mutfak amacı ile kullanılacak bir kapalı alan imalatı yapmaya soyunmuşlar. Önce toplantı yapmış tartışmışlar, konuşmuşlar, çizmişler, çizdirmişler malzeme araştırmışlar sonra yine toplanmış, konuşmuş, konuşmuş, konuşmuşlar.
Konuşmaktan sıkılıp yapmaya karar verdiklerinde planlama yaptıkları malzemelerin satıldığını öğrenip tekrar toplanmışlar, çizmişler, çizdirmişler, konuşmuşlarrrrr.
Gönüllü Tasarım çalışmamız başladı.
Bu hafta sonu tasarım çalışmalarımızda bize gönüllü olarak destek verecek katılımcılar ile birlikte yerleşkemizde çalıştık.
Sabah Üskidar’da buluştuk. Hava güneşli ve çalışmaya uygundu. İlk önce biraz dağınık olan ortalığı toparladık ve yağmur yağma ihtimaline karşı tentemizi tamir ettik. Masalarımızı ayarladık.
MULCH TERAPİ
Güneşli bir aralık ayı haftasonunda Permakamp'da birkaç kişi bir araya geldik. Keyifle filizlenmiş buğdaylarımızı, baklalarımızı ve bezelyelerimizi seyrettik. Tam 1 ay 1 hafta olmuş tohumları atalı. Nerdeyse her hafta araziye gittik ve adım adım seyrettik doğanın bu muhteşem işleyişini. Yüzlercesi bir avuca sığarken şimdi her biri bir filiz. Tabiki kurdun, kuşun payına düşenlerden kalanlar. Bu keyfin tarifi yok her hafta sadece ne kadar büyüdüklerini görmeye gitmek bile her şeye değer.
Permakamp Projemizin ilk yerleşkesi oluşmaya başladı. İlk olarak şehre yakın ve olabildiğince doğal kalabilmiş, aynı zamanda hayallerimizi uygulamaya fırsat verebilecek özellikte arazi arayışımızı, Beykoz- Öğümce’ de tam da istediğimiz gibi bir arazi bularak ve kiralayarak tamamladık.
Projemiz ile ilgili ayrıntılı bilgileri elimizden geldiğince geliştirmeye çalıştığımız sitemizde bulabilirsiniz.
Bereket Toplaşması
Yağmur yağacağını biliyorduk. Sırılsıklam olacağımızı da biliyorduk. Yinede “Bereket” toplaşmamızı iptal etmedik. Buğdaylarımız, baklalarımız, bezelyelerimizle birlikte filizlenmek için ıslandık durduk.
Aşuremizi kaynattık. Masalarımızı yerleştirdik. Derme çatma brandalarımızı gerip altında toplandık. Soframızda her gönülden yiyecekler, yüzlerimizde gülücük. Tarlalarımızı yeni gören insanlar, yeni tanışıklıklar. Sobamızı yakıp biraz olsun ısınmaya çalıştık. Çocuklar durmadı aletleri alıp kazdılar durdular. Donlarına kadar ıslandılar.