5 kasım 2017 Permakamp Günü konusu duyurduğumuz gibi Boza, kombucha çayı ve buğday suyu. Fermante içecekler serimiz devam etti yani. Ama standart bir Permakamp gününde birçok başka işte muhakkak planlanmıştır ya da ortaya o sırada çıkacaktır. Yapı ekibi domun içindeki platformun üretimini devam ettirdi. Buğday suyu şişelendi. Mutfakta haraket zaten hiç eksik olmuyor. Tüm bunların içinde toprağın nem seviyesi uygun olduğundan Bakla Bezelye ekimi yapabildik. Bunların dışında zaten çocukların kendilerine ait bir düzenleri var. Bize ise bu düzeni anlamak ve sürdürebilmeleri için onlara nasıl destek olabileceğimizi keşfetmek kalıyor. Önerilerimiz olabilir ama öneri kötü ise zaten pek ilgi görmez. İyi bir öneriye ise hiçbir çocuk hayır demez.
Permakamp’ta Dev Mantar
Permakamp’ta Dev Mantar
Permakamp’ta yine bir yağmur sonrası topraktan mantarlar fışkırmıştı. Geçen hafta sonu arazide peyda olan bu mantarlardan biri de büyüdükçe büyümüş ve devleşmişti. Şemsiye mantarı ya da Turna bacağı diye adlandırılan Macrolepiota procera türünden bir mantardı.
Bilgi Üniversitesi Endüstri Tasarımı bölümü öğrencileri hocaları Aslı Kıyak eşliğinde bir atölye çalışmalarını permakampta gerçekleştirdiler.
İlk önce uzun uzun Permakamp oluşumu üzerine konuştuk gençlerle. Permakamp nedir?
Bu topluluk nasıl bir sürdürülebilir yaşam hayali kuruyor?
Bu hayallerine ne ölçüde yaklaştı?
Peki nerlerde tökezliyor bu topluluk?
Permakamp ve Açık Sınıfları
Permakamp'da çocuklarla düzenli buluşmalar yapmamıza sayılı gün kaldı 
:)
Serbest Gezen Çocuklar bu sene daha farklı bir süreç deneyecek.
Artık bizi ziyaret eden okullar açık alanda öğretmenleriyle beraber günlük programları dahilindeki derslerinden birini arazide yapacaklar. Açık sınıf hayalimiz bir yanıyla hayata geçecek. Permakamp ve açık hava öğrenmeye nasıl bir çevre oluşturabilir bunu deneyeceğiz.
Azar azar hasat yaptığımız bir gündü. Tohumluklarımızı ayıkladık, kiraz ağacı senin dut ağacı benim dolanıp meyve yedik, sebze yataklarından ot temizledik. Dahası salatalıklara tırmanacakları bir çit yaptığımız ve en önemlisi keyif çattığımız bir pazar günüydü...
siyez buğdaylarımız iyice serpildiler. biz yok bu sene beceremedik sanırım derken birden boylandılar şükür :) sanırım hasat ancak temmuz ayında olur...
Baklalarımızı topladık tohumluk olarak ayırdık.
İki senelik bir aradan sonra, İstanbul a geldiğimde mor salkım reçeli ve el açması böreklerle karşılanınca, her şeyin yolunda gideceği kesinleşmişti.
İlk doğal boyama atölyesi 6 sı cumartesi günüydü. Gerekli malzemelerin çoğunu yanımda getirmiş ancak kumaşları, çamaşır sodası ve aspiri İstanbul dan alırım demiştim. Heyecandan gece uyuyamadım. Uzun süredir internet üzerinden tanıştığım arkadaşlarımı yüzyüze görecektim. Katılımcılar arasında doğal boyama dersleri vermeye başlamış iki genç hanım, peyzaj mimarı, hali hazırda doğal boyama yapanlar ve ağırlıklı keçe sanatçıları olacaktı. Sabah 5,45 te erkenden kalkıp son bir defa daha listemi kontrol ettim herşey yolundaydı. Ben gelmeden Serkan 25 lt lik tencereleri sağlamıştı bile.
2017 yılında tanıtım konuşmaları taleplerinde nedense bir hızlanma oldu. Yetişecek zaman bulmakta zorlandık. Yıl daha erken mi başladı nedir. Şimdi de Aybeniz Ece Ucan, Nihat Tuna, Ömer Faruk Zora ile Kaybolma Klavuzu Programına konuk olduk.
Günlerden 05 Şubat, hava yağmurlu sıradan bir kış günü. Permakamp arazisinin biraz düzenlenmesi lazım dediler. Yapabileceğimizi yaparız , baktık çocuklar çok üşüdü erken döneriz düşüncesiyle çıktık yola.
Uykulu uykulu arabaya bindirdiğimiz çocuklar, gözlerini kırpmadılar. Permakamp’tan akıllarında kalanları duydukça şaşırdık, anladık ki Permakamp’ı ve arkadaşlarını çok özlemişler.
