25 Feb

Serbest Gezen Bir Okul - Yeniokul 5,6,7. Sınıfları - Doğa, Sanat ve Diğer Şeyler

Yeni Okul 5., 6. ve 7. Sınıf öğrencileri bizimle beraberdi bugün. Hava güneşli; böyle günlerde hep olduğu gibi sabah her yeri incecik buz ve kırağı sarmış halde. Bugün Permakamp ekibi gençler için hazırlanıyor. Hem heyecan verici ve zevkli, hem de zor. Gençlere kendimizi beğendirmek pek kolay değil ?. Çalışırken devamlı yaratıcı ve esnek olmak gerekiyor. Zira gençler hem kendi sınırlarını hem de sizinkileri her daim aşmak konusunda kararlılar...

Birlikte öğrenecek pek çok şey var. Şubat ve Mart ayları boyunca ateş elementi üzerine yoğunlaşacağız. Bu yüzden bugün kerpiç fırını ateşinde kendilerine pide pişirecekler ve büyük bir kamp ateşi yakacaklar. Hava güneşli ve keyifli, öğrenciler de öyle. Permakamp’a girişlerinden belli, bugün enerjileri yüksek. Bu güzel enerji bizleri de güçlendiriyor ve günün içine birlikte akmaya başlıyoruz. Önce yaklaşık 30 dakikalık bir serbest zamanları oluyor. 5. sınıf öğrencilerinin akıllarında Permakamp’a geldiklerinde gerçekleştirmek istedikleri projeleri var; dolayısıyla vakit kaybetmeden işe girişiyorlar. Kazılacak bir tünel, gizli yerlerde inşa edilecek alanlar ve daha neler neler... 6. ve 7. sınıf öğrencileri ise ağların üzerinde sohbet etmeyi tercih ediyorlar. Kahkahalar, çığlıklar, biraz da koşturma sesleri yayılıyor ağlardan etrafa. 

Bugün iki gruba ayrılmayacağız; tüm sınıflar sabahı Permakamp yerleşkesinde geçirecek ve öğle yemeğinden sonra hep birlikte ormana gideceğiz. Saat 10:30’da atölyelere ayrılıyoruz. Bir grup mutfağa çorba ve pide yapmaya giriyor. Bir ekip Mehmet’le birlikte sebze yataklarında çalışacak, bir başka ekip de benimle birlikte çalışacak. Mutfak ekibi hariç ilk önce hep birlikte kerpiç fırının başında toplanıyoruz. Kerpiç fırının ne işe yaradığı, hangi malzemelerden ve nasıl yapıldığı hakkında konuşuyoruz. Herkes çalı çırpı, kuru dal ve kozalak toplayarak ateşi besliyor. Mehmet ve ekibi bizden ayrılıp sebze yataklarında çalışmaya gidiyorlar. Hügel-kültür tepeciği yapmak ve sebze yatağını toprakla doldurmak gibi işlerle uğraşacaklar. Benimle kalanlardan ikisi 5. sınıf öğrencisi, diğer ikisi 7. sınıf öğrencisi. Bugün birbirlerine pek yanaşasıları yok. Uzak ara ve kendi alanlarında olmaya ihtiyaçları var. Ben de ekipleri birbirine kaynaştırmaya çalışmaktansa rahat bırakmaya karar veriyorum. 5. sınıf öğrencileri kerpiç fırının ateşine kilitlenmiş durumdalar ve başından ayrılmak istemiyorlar. Bu ateşin zaten çok canlı tutulması gerekiyor ki pideler için kuvvetli bir kor oluşabilsin. Bunun üzerine ben de 7. sınıf öğrencileri ile fırına yakın bir alanda viyollere toprak hazırlayıp tohum ekme işine girişiyorum. Daha doğrusu yapacakları işi onlara anlatıyorum ve ardından sadece izliyorum. Gençlerle çalışmanın harika yanlarından biri de bu, sizi dinledikten sonra size ihtiyaçları olmaması ve keyifle kendi aralarında muhabbet ederek çalışmaları. Böyle bir şeye şahit olmak büyük zevk. Ateş başındakiler de, tohum ekenler de kendi hallerinden çok memnunlar. Biz fırın alanında çalışmaya dalmışken mutfak ekibi ellerinde malzemeleri yanımıza geliyorlar. Pidelerin pişirileceği alanı hazırlıyorlar. Ateşi harlayan ekiple mutfak ekibi birleşiyor. Ben tohum ekenlerle sebze yataklarının yanına gidiyorum; bu defa yatakların çevresine soğan dikecekler. Bu alanda herkes karınca gibi çalışıyor. Hava sıcacık, güneş hepimize enerji veriyor. 

Saat 11:25’de açık sınıf çalışmaları başlıyor. 5. sınıf öğrencileri Berna Öğretmen’le birlikte büyük kubbe yapıya giriyorlar ve “Ağaç Diken Adam” (https://www.kitapyurdu.com/kitap/agac-diken-adam/352133.html) adlı kitabı okuyorlar. 6. ve 7. sınıf öğrencileri ise sanat öğretmenleri Pınar’ın eşliğinde açık havada güneşin altında toplanıyorlar. Bugün büyük sınıflar için Güncel Sanat ve Ekoloji (https://www.akbanksanat.com/kitap/guncel-sanat-ve-ekoloji-andrew-brown-turkceye-cevirenler-emre-gozgu-yigit-adam/3751) ve benzeri sanat ve doğa ile ilişkili kitaplar getirmiştim. Bu kitapları yanımda getirirken aklımda sanat ve doğayı birbirleriyle ilişkilendirdikleri takdirde orman yürüyüşlerimize daha bir anlam katmaları ihtimaliydi. Ancak gençlerin yoğunlaştığı konu daha ziyade ‘neden güncel sanatı anlamak bu kadar zor?’ sorusu olmuş. Her halükarda açık havada sanatla ilgili konuşmak harika bir şey! Bundan sonrası bakalım nasıl devam eder. 

Açık sınıf çalışmaları devam ederken biz de fırında pideleri pişiriyoruz. 12:00’da öğle yemeği başlıyor. Çorbalar ve pideler. Yemek sonrası bulaşık yıkama ve yine 30 dakikalık bir serbest zaman. Ekipler yine aynı işlerle iştigal ediyorlar; bir grup ağların tepesinde muhabbette, bir grup kendi özel projelerinde. 13:10 suları orman yürüyüşüne çıkıyoruz hep beraber. Mehmet, ben ve öğretmenleri eşliğinde yola koyuluyoruz. Büyük bir ekibiz. Hızlı yürüyenler de, yavaş yürüyenler de rahat rahat kendi hallerinde yürüyorlar, çünkü grubun başında ben varım gerisinde Mehmet. Çayırlık alana varınca bir ekip orada kalmak istiyor, bir diğer ekip ilerdeki dereye yürümek istiyor. Bu orman yürüyüşümüzün en sevdiğim kısmı; muhteşem bir dereceğin içinde bir dolu endemik çiçeğin arasında yürümek. Islanmak garanti ?. Dere kenarında harika bir kil alanı var. Su çok berrak. Bata çıka ilerliyoruz. Bir ekip derenin içinde, bir ekip derenin kıyısında tepede yürüyor. Bir süre sonra yol ne yazık ki dallardan geçilmez hale geliyor. Henüz bu engeli aşamadık ama gelecek günlerde mutlaka aşmanın bir yolunu buluruz. Şimdi dönüş yolu. Çayırdaki ekibi de alıp Permakamp’a dönüyoruz. Yürüyüşümüz bir buçuk saat sürüyor, hiç fena değil. Permakamp yerleşkesinde bizi büyük kamp ateşi ve patlamış mısır bekliyor. Ateş çıtır çıtır, mısır da öyle... Islak kıyafetler değiştiriliyor ve ateş başında mısır yenip muhabbet ediliyor. Artık geri dönüş vakti.

Güneş Savaş

Read 9222 times Last modified on Martedì, 03 Marzo 2020 14:19

Haber Postası

captcha 

Hakkımızda

S.S.Permakamp
Riva Tüketim Kooperatifi

V.D. - Zincirlikuyu 7280400079
Adres - Gülbahar Mh. Avni Dilligil Sk. Akün Apt. No:20/4
İletişim : info@permakamp.com