Bir yandan da iki oğlumuzu büyütürken her fırsatta şehir yaşamından uzaklaşmaya çalıştık. Çocukluğumuzda, Ankara’da ve Salihli’de, biraz olsun temas ettiğimiz doğada çocuklarımızın vakit geçirememesini çocuklar büyüdükçe artarak dert edindik. Küçükken çocuklar ile doğaya kaçışlar daha kolay ve rahattı. Ama çocuklar büyüdükçe onların eve, ekrana bağlanmalarına ve doğaya yabancılaşmalarına sıkça şahit olmaya başladık. Deprem ve salgın riski ile şehirde iyiden iyiye nefes darlığı çekmeye başladık. Ali, Levent ve Mehmet ile birlikte toprağa ve güneşe dokunabildiğim hergün ne kadar mutlu ve enerji dolu olduğumu fark ediyorum. Derin nefes almak, sadeleşmek, sakinleşmek ve kendimiz ile temas kurma ihtiyacımız arttıkça canlı hayatla bütünleşik yaşam ve dayanışma arayışlarımız sürüyor. Bu yüzden buradayız. Kalbimizdekileri daha çok hayata geçirebilmek dileği ile..