Mezuniyet sonrası eşim Gökhan ile birlikte treking, kampçılık, yayla yürüyüşleri gibi doğa faaliyetlerini yapmaya başladık. Daha o zamanlar çocuk olduğıunda bu faaliyetlenasıl devam ederiz diye kafa yoruyorduk. Çocuklar ile yürüyüş ve kampçılık arayışı esnasında kampagidelimmibaba ile yollarımız kesişti ve bizim gibi düşünen ailelerle tanışma fırsatımız oldu. Doğal ürünlere ulaşma derdimiz hep olmuştu ama sadece tüketici değil üretici de olma fikri bize çok yakın geldi. İçtiğimiz sudan yediğimiz ekmeğe kadar sadeleşmek, kendi gıdamızı uretmek ve bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmak, zehirli temizlik malzemelerinden kurtulmak, kendimiz ve çocuklarımız için bizim gibi düşünen dostlar edinebilmek için bu girişimde yer almak istedik.
Üye Günceleri
19-20 Haziran Ekolojik Çocuk Kampı
Bu haftasonu hava durumu yağışlı gösteriyor. Katılımcılarımız da arayarak soruyorlar: Hava yağmurlu, kamp olacak mı ?
Yağmur kamp yapmamız için bir engel oluşturmuyor. Haziran ayındayız. Bir gün içinde toplasanız iki saat yağmur yağar, o da bize dinlenme ve sohbet imkanı sağlar.
Yağmurlu bir kamp çocukların gelişimi için muhteşem bir fırsattır. Yağmurun insanları eritmediğini, korkulacak bir şey değil hatta eğlenceli olduğunu, kirlenmenin güzel olduğunu, su birikintilerinde ve çamurda oynamanın ise tarifsiz bir mutluluk olduğunu yaşayarak öğrenirler. Zorluklarla başa çıkmak için de harika bir egzersizdir
Çocuklar tüm gün ıslak ayakkabı ve ıslak kıyafetler ile dolanabilirler. Üstelik bunu hiç de dert etmezler. Büyükler bunu konuda genelde daha endişelidir. Kampımızın adı çocuk kampı olarak geçse de içeriği itibariyle tüm ailemiz için farkındalık geliştirme, daha derin öğrenme ve görme üzerine kuruludur. Biz de bu konularda yol gösteren oluruz. Yağmurlu bir haftasonu da çok keyifli geçebilir.
Sabah yağmurun verdiği tatlı bir serinlikle kamp ekibi erkenden iş başında katılımcılarımız gelene kadar hazırlıklarını tamamlıyor. Yağış olduğu için kahvaltımızı kapalı alanımız olan Dom'da yapacağız bu sabah. Burası bizim soğuk ve yağışlı günlerde kapalı sınıfımız aynı zamanda. Bu haftasonu Küçük Adımlar Anaokulu'nun öğretmenleri ve aileleriyle kapalı bir grup olarak kampımızı gerçekleştiriyoruz. Katılımcılar teker teker kampa ulaşıyorlar. Herkes birbirini tanıyor ve yağmura hazırlıklı.
Kahvaltı sonrası yağmur dinmiş, güneş açmış. Katılımcılara iyi ki geldik dedirtecek kadar güzel bir hava. Hızlıca çöpler ayrıştırılıyor, bulaşıklar yıkanıyor. Doğruca çocuk oyun alanına koşuyor çocuklar. Hava kaykayı hiç durmuyor bugün, taa ki çocuk toplantısı başlıyor diye sesleninceye kadar. Önce kamp kurallarını anlatıyor Gökhan sonra hep birlikte karar veriyorlar bu iki günü nasıl geçirmek istediklerine. Büyüklerin olmadığı toplatılardır bu toplantılar. Her birinin fikri çok değerlidir bizim için.
Orman yürüyüşü için hazırlıklar tamamlanıp düşüyorlar yollara. Kamplarımızda yürüyüşlere sadece çocuklar katılıyor. Eğer yaşı küçük bir katılımcımız varsa ona eşlik için bir yetişkin katılabiliyor sadece. Çocukların ebeveyinlerinden bağımsız kendi başlarına bunu deneyimlemelerini istiyoruz. Ormanın derinliklerine doğru küçük patikalardan ilerliyoruz. Buralarda farklı doğa gözlemleri yapma imkanımız oluyor. Normalde göremeyeceğimiz çok şeyi görüyor ve üstüne konuşuyorsunuz haliyle. Doğanın bir parçası olduğumuzu daha iyi hissediyoruz hep birlikte. Sadece bu iki günde bile çocukların artık çevrelerindeki detaylara daha farklı gözlerle bakmaya başladığını gözlemliyebiliyoruz. Kendilerini koruma, bastığı yere dikkat etme, doğaya saygı, canlılara saygı hakkında farkındalıkları artıyor. Doğa en iyi öğretmenimizdir.
Kampta kalan yetişkinler ile çayımızı yudumlarken kısa bir oryantasyon gerçekleştiriyoruz. Kamplarımızın vurgu noktası daha çok ekolojik ve sağlıklı yaşam üzerine oluyor. Sonrasında çalışmak isteyenler ile işlere dağılıyoruz.
Çiftlikte sürekli mevsimine ve ihtiyaça göre yapılacak bir sürü iş oluyor. Katılımcılarımız ise isterlerse bu işlere dahil olup farklı bir dinlenmenin tadına varabiliyorlar. Bu hafta yaz bahçesi için sebze yatağı hazırlama işimiz var. Bir grup hurdalardan sebze yatağı çakarken, bir grup da yağmur sonrası yumuşayan toprağı çapalayarak toprak hazırlığına girişiyor.
Yemek zamanı günün akışı içindeki yavaşlama anlarından biri. Hem dinlenme hem de bir çok konuda sohbet ve bilgi alışverişi için iyi bir fırsattır hepimiz için. İçtiğimiz su, yediğimiz gıda, çeşit çeşit fermantasyon işleri, bahçe işleri, eğitim sistemi vs. daha neler neler konuşuruz bu sohbetlerde. Çocuklar için de çok değerlidir yemek sofraları. Permakamp'da çocukların masası yetişkinlerden ayrıdır. Bunun birçok sebebi var. Çocuk diğer çocuklar ile sohbet eder, gözler, aynı zamanda örnekler ve model alır. Ardından akran öğrenmesi dediğimiz şey gerçekleşir. Çocuk kendine yetebildiğini görür.
Saat 5, çocuklar için pekede serbest resim ve mandala saati, büyükler için ise çay saati. Bu kampımızda katılımı iki seçenekli olarak tuttuk. Günübirlik ve kampta geceyi geçirecekler olarak. Çadır kuracak grup az olduğu için kısa bir kampçılık eğitiminin ardından hızlaca kuruldu kamp alanı. Akşam yemeğinden sonra grubun yarısı ayrılırken kalanlar ile ateş başı sohbetlerimiz devam etti.
Ertesi gün günlük güneşlik bir hava ile kahvaltımızı yapıyoruz, yarım kalan işlere devam ediyoruz, keyfimizce kendi ritmimizde, yumusak yumuşak. :))
Öğle yemeğinin ardından Ambar'ı açıyoruz katılımcılara. Gıdabirliğimiz katılımcılarımıza ayrılmadan önce ilaçsız tarım yapan yerel üreticilerden, kurcularımızın çiftliklerinden ve Permakamp üretimlerimizden oluşan zehirsiz gıdalara ulaşma ve evlerine götürme imkanı sunuyor.
Kamptan ayrılırken yüzlerde gülümseme ve tekrar görüşme dilekleri ile bir kampımızı daha geride bırakıyoruz.
Seteney Koz
When you subscribe to the blog, we will send you an e-mail when there are new updates on the site so you wouldn't miss them.